do harm - Turkish English Dictionary

do harm

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "do harm" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
General
do harm v. zarar vermek
We must stop this regime from doing harm and in particular from using weapons of mass destruction.
Bu rejimin zarar vermesini ve özellikle kitle imha silahları kullanmasını engellemeliyiz.

More Sentences
do harm v. zararı olmak
do harm v. zararı dokunmak

Meanings of "do harm" with other terms in English Turkish Dictionary : 19 result(s)

English Turkish
General
do no harm v. zararı olmamak
Speeding up processes of this kind can do no harm at all.
Bu tür süreçleri hızlandırmanın hiçbir zararı olmayacaktır.

More Sentences
do no harm v. zarar vermemek
Do no harm to others.
Başkalarına zarar verme.

More Sentences
do somebody harm v. kötülük etmek
do as much harm as possible v. etmediğini bırakmamak
do more harm than good v. faydadan çok zararı olmak
do as much harm as possible v. etmediğini komamak
do more harm than good v. ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek
Phrases
it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr. (bir şeyi yapmanın) zararı olmaz
it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr. (bir şeyi yapmanın) zararı yok
it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr. (bir şeyi yapmasında) bir sakınca yok
it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr. (bir şeyi yapmasında) bir mahzur yok
it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr. (bir şeyi yapmasında) beis yok
Colloquial
it does no harm (for someone) to do (something) expr. (bir şey) yapmaktan (birine) zarar gelmez
it does no harm (for someone) to do (something) expr. (bir şey) yapmanın (birine) bir zararı olmaz
it does no harm (for someone) to do (something) expr. (bir şey) yapmanın (biri için) bir sakıncası yok
it does no harm (for someone) to do (something) expr. (bir şey) yapmanın (biri için) bir mahzuru yok
Idioms
do more harm than good v. attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmemek
do more harm than good v. iyilikten çok kötülük yapmak
do more harm than good v. yarardan çok zarar vermek/getirmek